Çalışmalar İlerledikçe

Sesimizi bulma yolunda hızlı hızlı ilerliyoruz.Anlatılar gün geçtikte ilham verici oluyor,anlatmak kadar dinlemek de keyifli oluyor haliyle.Parçalarımıza hakim oldukça anlatı sırasında oyuncular daha açık oluyor ve anlatan,dinleyenin onu etkilemesine,değiştirmesine izin veriyor,hikayeler o dairede anlatıldıkça şekil buluyor.Buna benzer birkaç an yaşadım kendi anlatımda ben de ve şimdilik bu anları tutmaya çalışıyorum ama bir yandan da yavaş yavaş tekli çalışmalara da yoğunluk vermeliyiz diye düşünüyorum.Özellikle önce ezberleri halletmeliyiz.Çünkü ezber tam olmayınca oyuncu evet ana hikayeyi bir şekilde aktarabiliyor ama romanın diliyle bir ilişki kuramamış oluyor ya da kurduğu ilişki kesikli oluyor.Salı günkü çalışmamız bu anlamda faydalı oldu diyebilirim.

...kandırmam, kışkırtmam ve vesveselendirmem olmadan...

     -Çalışmalara 1 gün daha eklemeye karar verdik Bu haftadan itibaren cuma günlerini  kuramsal okuma ve masabaşı çalışmalara ayıracağız.
     -8 Oyuncu kaldık. Şimdilik At, Şeytan, Ağaç, Para, İki Abdal, Kırmızı, Kadın ve Ölüm'üz .)
     -Dairesel bir oturma biçimi içinde hikayelerimizi paylaşıyoruz, Tuba'nın da dediği gibi. Anlatı ormanlarında küçük gezintiler şeklinde.
     -Kullanacağımız enstrümanlar konusunda arayışlar ve sıkıntılar sürüyor aslında. Bendirlerin güzel olanakları var fakat ses uyuşma problemleri ya da gölge oyununda kullanıldıkları takdirde nasıl sonuç verecekleri (derilerinin kalınlıkları) gibi sorunlar kafa kurcalamaya devam ediyor.
     -Oyuncu olarak perspektifsiz bir yöntem aramak çok ilginç-bunu söyleyebilirim. Konvansiyona düştüğün anda hikayen de düşüyor aslında. Yani eylemlerini, ezbere bildiğin bir-iki türükle geçiştirmeye çalıştığında hemen kendini belli ediyor "pilavdaki taşlar".) Ya da farklı olarak diğer oyuncuyu sürekli dinlemek zorundasın çünkü itiraz etmek isteyeceğin yerler olabilir. Örneğin, "Ben Şeytan'ım" ı oynayan oyuncu başka birinin hikayesinde "kendisi kışkırtması"yla yapılan bir eylem olduğu iddiasıyla karşılaştığında tepkisi ne olacak. Böyle bir kışkırtmayı hatırlıyor mu- ya da daha önemlisi kabul ediyor mu, yoksa itirazı mı var?

Anlat bakalım

30 Kasım - Cumartesi



Bugünkü sahne çalışmasında, hikayelerimizi birbirimizin hikayelerinin arasına girerek, parça parça anlattık. Bu vesileyle, hikayelerin birbirinin arasına girerek adeta bir diyalog oluşturacak şekilde, yeni bir kurgunun nasıl olabileceğine dair ipuçlarını bulduk. Misal; ağacın hikayesindeki haramilerle, paranın hikayesindeki haramiler mevzusu birbirine bağlanabilir ya da kadının hikayesine şeytanın yorumları eklenebilir vs… Çalışılan sahneleri izlerken/dinlerken, küçüklüğümde babaannemin anlattığı masalları dinlerkenki heyecanıma ve merakıma benzer bir duyguya kapılıyorum. Sanki her an bir “magic” olacakmış gibi ilgimi çekiyor ve çoğunlukla bu ilgim dağılmıyor. Bu sebeple bir hayli mutluyum gidişattan. Sahne arkadaşlarımın çalışmaları beni daha çok motive etmeye başladı, onlara bakarak öğreniyorum. Bunların haricinde;
-        Çalışmalarımızı 3 güne çıkardık.
-     Her oyuncunun elinde bir bendir olacak ve hikayesinin minyatürü. Minyatürü bendirin içine monte edeceğiz ve gölgesini ışıklandırma ile görünür hale getireceğiz.
-        Ritm ve şarkılar bize eşlik edecek.