-8 Oyuncu kaldık. Şimdilik At, Şeytan, Ağaç, Para, İki Abdal, Kırmızı, Kadın ve Ölüm'üz .)
-Dairesel bir oturma biçimi içinde hikayelerimizi paylaşıyoruz, Tuba'nın da dediği gibi. Anlatı ormanlarında küçük gezintiler şeklinde.

-Oyuncu olarak perspektifsiz bir yöntem aramak çok ilginç-bunu söyleyebilirim. Konvansiyona düştüğün anda hikayen de düşüyor aslında. Yani eylemlerini, ezbere bildiğin bir-iki türükle geçiştirmeye çalıştığında hemen kendini belli ediyor "pilavdaki taşlar".) Ya da farklı olarak diğer oyuncuyu sürekli dinlemek zorundasın çünkü itiraz etmek isteyeceğin yerler olabilir. Örneğin, "Ben Şeytan'ım" ı oynayan oyuncu başka birinin hikayesinde "kendisi kışkırtması"yla yapılan bir eylem olduğu iddiasıyla karşılaştığında tepkisi ne olacak. Böyle bir kışkırtmayı hatırlıyor mu- ya da daha önemlisi kabul ediyor mu, yoksa itirazı mı var?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder