...kandırmam, kışkırtmam ve vesveselendirmem olmadan...

     -Çalışmalara 1 gün daha eklemeye karar verdik Bu haftadan itibaren cuma günlerini  kuramsal okuma ve masabaşı çalışmalara ayıracağız.
     -8 Oyuncu kaldık. Şimdilik At, Şeytan, Ağaç, Para, İki Abdal, Kırmızı, Kadın ve Ölüm'üz .)
     -Dairesel bir oturma biçimi içinde hikayelerimizi paylaşıyoruz, Tuba'nın da dediği gibi. Anlatı ormanlarında küçük gezintiler şeklinde.
     -Kullanacağımız enstrümanlar konusunda arayışlar ve sıkıntılar sürüyor aslında. Bendirlerin güzel olanakları var fakat ses uyuşma problemleri ya da gölge oyununda kullanıldıkları takdirde nasıl sonuç verecekleri (derilerinin kalınlıkları) gibi sorunlar kafa kurcalamaya devam ediyor.
     -Oyuncu olarak perspektifsiz bir yöntem aramak çok ilginç-bunu söyleyebilirim. Konvansiyona düştüğün anda hikayen de düşüyor aslında. Yani eylemlerini, ezbere bildiğin bir-iki türükle geçiştirmeye çalıştığında hemen kendini belli ediyor "pilavdaki taşlar".) Ya da farklı olarak diğer oyuncuyu sürekli dinlemek zorundasın çünkü itiraz etmek isteyeceğin yerler olabilir. Örneğin, "Ben Şeytan'ım" ı oynayan oyuncu başka birinin hikayesinde "kendisi kışkırtması"yla yapılan bir eylem olduğu iddiasıyla karşılaştığında tepkisi ne olacak. Böyle bir kışkırtmayı hatırlıyor mu- ya da daha önemlisi kabul ediyor mu, yoksa itirazı mı var?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder